sevgili Ronaldo
Aslında ilk andaki öfkem zamanla azaldığından bu yazıyı yazmaktan vazgeçmiştim. Ancak Türk Telekom’un, reklamın değişik devam versiyonlarını yayınlamakta ısrarcı olması beni buna zorladı.
Türk Telekom’un Ronaldo’lu 4.5 G reklamlarını izlemeyeniniz kaldı mı? Öyleyse eğer, ne mutlu size.
Ben reklama ilk kez denk gelip, Ronaldo’yu ekranda koşarken gördüğümde futbol karşılaşması zannedip hemen bir sonraki kanala geçtim. Ama Ronaldo kaldığı yerden koşmaya devam etti. Kumandanın kanal arttırma tuşuna ne kadar bastıysam sonuç değişmedi, her kanalda o vardı. Sonunda pes edip neymiş bu merakıyla sonuna kadar izledim. Bittiğinde Ronaldo adına mı utansam, reklam filmini çekenler adına mı, kararsızdım.
Kalitesiz içerik maalesef son zamanlarda televizyon ve reklam sektöründe görmeye alıştığımız bir şey. Buna rağmen birilerinin Ronaldo gibi bir malzemeden bu kadar kötü, bu kadar ayak bileği seviyesinde bir iş çıkarmış olması beni şaşırttı. Elimde kumanda resmen kalakaldım. Hele o Abi sana hız mı yok esprisi –tüm ilkokul öğrencileri ve sevgili velilerinden özür dilerim- tam ilkokul seviyesinde.
Sanırım bende yanlış beklentiler yaratan şey, reklam yayınlanmaya başlamadan önce ilan panolarına asılan afişler oldu. Ne yalan söyleyeyim o dev panolar boyunca uzanan Ronaldo Türkiye’ye geliyor sloganlarını okuyunca “Allah Allah, neden geliyor acaba?” diye meraklanmıştım.
Yine de ne bekliyordum ki? İnternetteki videolarda görebileceğiniz üzere arka arkaya patlattığı kendince komik esprilerle salonu gülmekten kırıp geçiren Binali Bey başbakan olmuşken kendimizi mizahi anlamda karanlık günlere hazırlasak iyi olur. Winter is coming!
Böyle başa böyle tarak. Başka bir deyişle, ya ne olacağıdı?
Şahsen ben, evinde hiç kullanmadığı bir sabit telefon bulunan ve buna rağmen aylık otuz küsur lira fatura ödeyen bir Türk Telekom müşterisi olarak bu reklamdan sonra üzerime düşeni yaparak telefonu kapattırmaya kesin olarak karar verdim. Umarım –teknik ekibi tenzih ederek söylüyorum- reklamda az ya da çok emeği geçen herkes de kendi üzerine düşeni yapar ve iş hayatını, en azından reklam sektörünü bırakır.
Benim aboneliğimin bitmesiyle, bu saçma sapan reklam masraflarından siz sevgili Türk Telekom abonelerinin faturasına yansıyan miktarda cüzi bir artış olabilir. Amman dikkat! diyerek uyarımı yapayım. Önümüzdeki ay faturanızı alınca şaşırmayın.
Ve sen Ronaldo… Sen sevgili Ronaldo. Kişisel serveti iki yüz on milyon Euro olan, yalnızca futboldan yılda brüt kırk milyon Euro kazanan Ronaldo. İki milyon Euro almışsın diyorlar. Değer miydi?
İnan seni anlamaya çalıştım. Milyon Euro, benim kişisel finans kararlarımı alırken kullanabildiğim bir büyüklük değil ama yine de düşündüm. Bankada iki yüz on bin Euro param ve yıllık kırk bin Euro gelirim olsa (bak Nike reklamlarını falan hiç saymıyorum) iki bin euro daha kazanmak için böyle bir şey yapar mıydım? Yapmazdım be Ronaldo.
Kim bilir, ortaya böyle bir şey çıkacağını tahmin etseydin belki sen de yapmazdın. Artık iş işten geçtikten sonra muhtemelen senin de tek tesellin, reklamı Türkiye dışında kimsenin izlemeyecek olmasıdır. Öyle değil mi Ronaldo?
“Öyle” de Ronaldo. Ne olur susma, bir şey söyle Ronaldo.
Biz seni far değil fibar deyişinle değil, aşağıdaki gibi eğlenceli reklamlarınla hatırlamak istiyoruz Ronaldo.
Ben erkek bedeninin metalaştırılmasına karşı bir insanım ama belki karşı olmayanlar vardır ve onlar seni şu Armani Jeans reklamınla hatırlamak istiyorlardır, onu da ben bilemem sevgili Ronaldo.
Leave a Reply